![]() ![]() Margaret Atwood bu romanında, kadınların özne konumuna eriş-melerinin temsil ve güç ilişkilerini sorgulamaya olanak sağlayan yeni bir dil ve edebiyat üretebileceğini gösteriyor. Roman böylece erkek egemen öznenin dayandığı temelleri sarsar ve bizi bir kez daha 1990'larda baş-layan, feminist eleştirmenlerle ve Derrida'nın izinden giden yapısökümcü eleştirmenleri karşı karşıya getiren dişi özne tartışmalarını gözden geçirmeye davet eder. Bu yeni özne anlayışı da Luce Irigaray'ın, hümanizmin erkek egemen, tekil ve tek sesli öznesine alternatif olarak sunduğu dişi özne anlayışına benzer çoğul ama cinsiyet farklılığının farkında olan bir öznedir. Bu yeniden yazımda ortaya çıkan Odesa anlatısının bastırdığı, varlığını inkar ettiği farklı bir özne ve cinsiyet kavramına işaret eden ataerkil kültür öncesi anaerkil bir toplum yapısıdır. Odesa'daki sessiz karakterlerin kalemi eline aldığı, çeşitli yazın türlerinin bir kolajı olan bu romanda, tür, cinsiyet, dil sorunsalları bir araya gelir ve yeni bir özne ve cinsiyet paradigması ortaya çıkar. The Penelopiad Penelope'ye ve Odysseus'un Ithake'ye dönüşünde katlettiği Penelope'nin on iki hizmetçisine özne konumunu verir ve epik şiiri bir de onların dilinden bakış açısından dinleriz. ![]() ![]() Öz Bu makale Margaret Atwood'un 2005 yılında yayınladığı The Penelopiad adlı romanını Luce Irigaray'ın dişi özne ve ataerkil ve anaerkil kültürlerin çatışma alanı olarak mitolojinin yeniden okunması tartışması bağlamında inceleyektir. ![]()
0 Comments
Leave a Reply. |
AuthorWrite something about yourself. No need to be fancy, just an overview. ArchivesCategories |